Aylak Sınıfın Teorisi Kitabı Bağlamında Fordist ve Post-fordist Süreçler
ABD’de işveren sınıfı içinde gösterişçi tüketim yapan ve geçimini sağlamak için çalışmak zorunda olmayan ve boş vakti de bol olan kesimi ifade eden terim olan aylak sınıf; ilk kez Veblen tarafından 1899’da “the theory of the leisure class'' adlı kitapta kullanılmıştır. Bu aylak sınıfın, Amerika’nın sanayileşmesi döneminde rekabetçi mücadelenin ürünü olduğu söylenebilir. Amerika’nın sanayileşme sürecinde özellikle de girişimcilik yoluyla bu rekabetin yaşandığı söylemek mümkündür. Endüstri 2.0 olarak ifade edilen Fordist süreçlerle birlikte aylak sınıf ve gösterişçi tüketim kendisini daha çok hissettirmeye başladığı görülmektedir. Bununla beraber bilgisayar teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte endüstri 3.0 olarak ifade edilen post-fordist süreçlerde ise gösterişçi tüketimde ve aylak sınıfta çeşitli dönüşümler yaşanmıştır. Aylak sınıfın içine girdiği bu süreç, gösterişçi tüketimi gösterirken servet ve mal israfını kapsayan hedonizmin (Epikuros’un haz felsefesinin) bir biçimi olarak görülebilir. Aylak sınıfın bu bakımdan zaman ve para bolluğu nedeniyle daha çok gösterişçi bir tüketim sergilemektedirler. Ayrıca aylak sınıf dışında kalan ve çalışmak zorunda olan sınıf için ise bu gösterişçi tüketim biçimine özenme söz konusu olmuştur. Bununla birlikte moda kavramı ortaya çıkarken birçok pahalı ürünün imitasyonları da ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda aylak sınıfın yapmış olduğu gösterişçi tüketim her sınıftan insan için özenilen bir durum olmuş ve bununlar birlikte tüketim biçimleri de değiştiği için sanayi üretim ve pazarlama şekillerinde de dönüşümler meydana gelmiştir.
Fordist üretim süreçleriyle birlikte kitlesel üretim biçimi ortaya çıkmıştır. Fordizmin belki de ortaya çıkış motivasyonlarından biri de tüketim biçiminde yaşanan dönüşüm olarak görülebilir. Artık insanlar ve insanlara ulaşan pazarlar için üretim maliyetlerini minimuma indirmek ve seri üretim ile birlikte daha fazla ürün üretmek temel motivasyonlardan biri olmuştur. Bu bağlamda üretilen üründe birim başına daha az maliyet olurken hem de ürün fazlalığından dolayı daha fazla karı da beraberinde getirecekti. Yerel esnaflar buna sürümden kazanmak demiş olsalar da fordist üretim biçimi sadece kitlesel üretim için bir devrim niteliği taşımaktaydı. Pazar doygunluğa ulaştığında ve tüketici tercihleri etkin olduğunda fordist üretim biçiminin krize gireceği ancak daha sonralarda anlaşılacaktı. Tüm bu kitlesel üretim biçimi en çok kitleleri ilgilendirirken aylak sınıfa yönelik bir üretim biçimi değildi. Bu bakımdan aylak sınıf için daha değerli malzemelerle el işçiliği ve el emeği ürünler gösterişin boyutunu etkilemekteydi. Ancak her ne kadar bu gösteriş aylak sınıfa aitmiş gibi görünse de aylak sınıfın kullandığı tarzda gösterişçi tüketim biçimi birçok kesime kadar yayılacaktı. Aylak sınıf dışında çalışmak zorunda olan insanlar da artık gösterişçi tüketim arzularını taşımaya başlayınca moda kavramı ile birlikte kitlesel üretim devam etmiş olsa da bir süre sonra pazarın doygunluğu ve endüstri 3.0 standartlıyla birlikte kitlesel üretim biçimi krize girmiş olacaktı. Çünkü artık bilgisayar ve internet teknolojileri tüketimi ve modayı etkilerken üretim biçiminin de dönüşmesini zorlayan bir süreç olacaktı. Artık kitlesel üretim bir bakıma kitlesel modayı ortaya çıkarmış ancak bir taraftan da tüketici tercihleri üretimi belirlemeye başlamıştı. Fordist üretim biçiminde tüketicinin ne dediğinin ve isteklerinin pek önemi yoktu. Hatta Henry Ford “İnsanlara ne istediklerini sorsaydım, daha hızlı giden at üretirdim.” Sözünü söyleyerek tüketici tercihlerinin önemli olmadığını vurgulamıştır. Ancak elbette bu sözü söyleyen Ford inovasyon ve Ar-Ge süreçlerinin teknik bilgi gerektirmesi bağlamında haklı görünmektedir. Ancak özellikle internet ve bilgi teknolojilerinin gelişmesi ve tüketimde ki bireyselleşme bu kitlesel üretim biçimi ve Henry Ford’dun sözünde yanıldığını göstermektedir. 2007 yılında bu söze benzer bir tutumu Steve Jobs gerçekleştirmiş ve özellikle Ar-Ge ve inovasyon alanında tüketici isteklerinin gereksiz olabileceği görülmüştür. Zira insanlar daha büyük ekranlı ve daha iyi kameralı bir tuşlu telefon hayal ettiği zamanlarda (tuşsuz ve dokunmatik) iPhone ile tüm bu tüketici isteği Ar-Ge ve inovasyonla tersine çevirmiştir. Tüketici tercihleri ise daha çok ürün rengi, ürün tasarımı, ürün özellikleri bakımlarından dikkate değerdi. Bu bağlamda daha 2000’li yılların başında faklı renklere sahip cep telefonu modelleri tüketici tercihlerinin dikkate değer olduğunu göstermiştir. Artık bireysel tüketici tercihleri ve Ar-Ge çalışmaları gösterişçi tüketim için dikkate değer hale gelmiştir.
İnternet ve bilgisayar teknolojileri birçok şeyi dönüştürdüğü gibi üretim ve tüketim biçimlerini de dönüştürmüştür. Bununla birlikte artık endüstri 3.0 ve post fordist üretim süreci kendini göstermeye başlamıştır. Artık bireysel tüketici tercihleri dikkate değer olup bu sayede gösterişçi tüketim biçimi de bir anlamda kişiselleşmiştir. Hatta yaşam tarzı haline gelecek ya da yaşam tarzını yansıtacak türden gösterişçi tüketim ürünleri post fordist üretim süreciyle birlikte yaygınlaşmıştır. Esnek uzmanlaşma ile birlikte daha da üst bir noktaya ulaşan tüketimin neredeyse çoğunluğu artık yaşam tarzını da ifade edecek şekle bürünmüştür. Bu bağlamda artık hazır kitlesel üretime sahip ürünler yanında kişisel yaşam tarzını yansıtan ürünler de görmek mümkündür. Bu sayede insanlar artık yaşam tarzını ifade eden gösterişçi tüketim ürünlerini kullanırken bazen de gösterişçi boş vakit kullanımını da göstermektedir. Örneğin bazı insanlar akıllı saat/akıllı bileklik kullanımı ile hem yaşam tarzını hem de spora ayırdığı vakti göstermektedir. Tüm bu gösterişçi tüketim biçimlerinde; bireysel tüketici tercihleri, üretici tercihleri, moda, teknoloji verimliliği ve pazarlama yöntemleri gibi birçok etkenin olduğu söylenebilir.
Comments